20 / 02 / 2019
İstanbul'da özel bir Üniversitede hukuk öğrencisi olan 21 yaşındaki Başak Alara Karademir 23 Mart 2018'de hukuk kulübünün düzenlediği bir gezi ile Ankara'ya geldi.
İddialara göre, genç öğrencisi ile gönül ilişkisi olan öğretim görevlisi Hasan Atilla G. de geziye katılmıştı. Önce grupla beraber bir balık restoranında yemek yenildi, ardından gece 00.45 civarında otele dönüldü. Genç kız, 03.00 sıralarında Hasan Atilla G.'nin kaldığı 109 numaralı odanın banyosunda hocasının kazağıyla asılı bir şekilde bulundu. Yapılan tıbbi müdahalenin ardından genç kız yaşamını yitirdi.
Olay gecesi otelde olan görgü tanığı Raif Edip Said'in ifadesine göre şüpheli öğretim görevlisi Hasan Atilla G. kapıyı açmak için Raif Edip ve arkadaşından yardım istedi, ifadesinde: "Tornavida ile uğraştım kapıyı açamadım. Otelin aşçısı Kadir ve Hasan hoca kapıya omuz vurdular. Kapı açıldı. İçeri girdik. Kız, duş kabininin kapısının yaklaşık 1.80 metre yüksekliğindeki pervazına, Hasan hocanın kazağıyla asılı şekildeydi. Kızın ayakları yere değmiyordu. Yerden yaklaşık 1 parmak boşluktaydı. Nefes almıyordu. Bu sırada gördüğüm kadarıyla Hasan Hoca kendini yerden yere vuruyordu. 'Allah kahretsin' diye laflar ediyordu." şeklinde konuştu. Öğretim görevlisi Hasan Atilla G. ise genç kızın ölümünün hemen ardından "Birkaç yıldır ilişkimiz olduğu falan, bunlar yalan haber" diye açıklamada bulunurken daha sonra resmi ifadesinde: "Zaman içinde problemler oldu "Babalık duygusuyla hareket ettim. Son 8 ayda değişiklikler oldu. Kendisi bana başka hisler hissettiğini söyledi. Ben de farklı değildim. Zaman içerisinde problemler oldu. Beni aldatması problemdi. Belli bir müddet sonra devam edemeyeceğimi söyledim. Beni intihar etmekle tehdit etti. Gerçekten onu öldürmüş olsam vücudunda yaralar, morluklar olması lazımdı. Ben onu böyle bir şekilde ayağa kaldıramam. Kıyamam." şeklinde konuştu.
Mahkeme süreci devam etti ve şüpheli şekilde ölen Hukuk fakültesi öğrencisi Başak Alara Karademir’in (21) ölümüne ilişkin soruşturmada İstanbul Adli Tıp Kurumu 1’inci İhtisas Kurulu kararını oybirliği ile verdi. Bu rapora göre: “Maktülenin ölümünün ası ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu” belirtildi, Savcılık ise Adli Tıp Kurumu’nun bu raporuna dayanarak şüpheli öğretim görevlisi Hasan Atilla G. hakkında takipsizlik kararı verdi.
Başak Alara'nın ailesi takipsizlik kararının ardından gerekçelerini belirten bir dilekçe ile bu karara itiraz etti. İtiraz dilekçesi şu şekilde kaleme alındı: “Alara’nın kendini astığı iddia edilen banyonun kapısının vidasından basit bir kaşık, bozuk para ya da sert bir cisimle açılabildiği somut olarak tespit edilmiştir. Şüphelinin ifadesine göre, daha önceden sık sık intihar edeceğini söyleyen bir kişi, kendisini bir tartışmanın hemen ardından banyoya kilitleyip, uzun süre dışarı çıkmazsa; dışarıda bulunan birinin odada sessiz sedasız yaklaşık 1 saat boyunca beklemek yerine kapıyı kırması ya da en azından aşağıdan yardım istemesi gerekirdi. Maktulün asılı bulunduğu duşa kabinin hemen sağında ve solunda klozet ve lavabo bulunmaktadır. Duşa kabinin yaklaşık 1 metre 80 santimetre civarında, maktulün ise 1 metre 62 santimetre boyunda olduğu ve tanık Raif Edip Said H.’nun beyanına göre maktulün banyoda asılı bulunduğu sırada ayaklarının yerden yaklaşık bir parmak yükseklikte olduğu göz önünde bulundurulduğunda; hemen yanındaki lavaboya veya klozete değerek kurtulmasının mümkün olduğu açıktır. İntihar etmek isteyen bir kişinin, ölmeye son derece kararlı olsa dahi can havliyle çırpınacağı ve bu sırada gürültü çıkartacağı açıktır. Şüphelinin içeriden gelen bu seslere rağmen kapıyı hemen kırmaması ya da aşağıdan hemen yardım istemeyip, bir saat boyunca odada beklemesi, hayatın olağan akışına aykırıdır.” Verilen itiraz dilekçesinde ayrıca şüpheli öğretim görevlisinin cep telefonun dijital incelemesinin dahi yapılmadığına değinilerek, savcılığın eksik tahkikat yaptığı iddia edildi.
